28 Eylül 2011 Çarşamba

devam..

sık sık sarıp sarmaladım doyamadım..
en çok didime bu yüzden sık gittim,defalarca bindim günlerce oturamadım:)))
en çok onları izledim güldüm..
çokça gölgeye kaçtım..
çokça yedim,yedik yiyiyoruz,evim sepet sepet oldu!!
onlarla çokça mutlu oldum,öptüm:)
çokça gülümsedim,..
bitmedi,devamı var,aquparklar,kaçamaklar...

2011 tatilleri..

bir gülümsemeyle çokça eridim..
egenin ve marmaranın ker taşına kumuna ayak bastık..
bodrumda ellele dolaştık..
bodruma yaslandım..
çokça arkama bakmadım..
çok gülüşlerle ısındım..
alaçatıya yaslandım..
çatlayana kadar yedim,yedim,yedim..
çokça trip çektim:))adına triptonik dedim..
ikibin kmden fazla yol yaptım:)
sıkça izmir de bindim,kordon yaptım..

kısa kısa güzel günler..

sünnetçilik...
dedikoduculuk..
şirinlik..
güzellik..içtenlik..
şımarıklık..
efelik..
aşk'lık..açlık..
çocukluk..
ablalık..
mutluluk..çokluk..

Geçmişten,ASYA BERRUNUN ''2'' YAŞ GÜNÜ..






Sen gelince ben en çok sevmeyi öğrendim…

Doyasıya, içine sokarcasına, her şeyden vazgeçercesine sevmeyi…



Seni ilk kez göğsüme koyduklarında sıcaklık ne demekmiş onu öğrendim.. Senin sıcaklığını, Aylar sonra düşündüğümde hala sağ kolumda hissettiğim aynı yakıcılıktaki sıcaklığını…



Uykusuzluk ne demekmiş öğrendim. İlk doğduğunda her yarım saatte bir uyanıp nefesini dinlemeyi… Seni mışıl mışıl uyurken seyretmenin dünyadaki en tatlı uykuya bile bedel olduğunu…Uykusuzluktan keyif almayı…



Emzirmenin hayatta yapılabilecek en keyifli iş olduğunu..



Sahip olmayı… Dünyadaki her şeye sahipmişçesine gururla bakmayı, bir mucize meydana getirmenin ve ona sahip olmanın muhteşemliğini...



Kendinden başkasının sorumluluğunu almayı ve bunun nasıl da heyecan verici ve korkutucu olabileceğini… Hayatta ilk defa “Başarabilecek miyim? “ sorusunu sormayı…



Gülmeyi öğrendim sonra, gerçek bir kahkaha atmayı… Seninle gülmeyi…

Anlamsız şarkılar söylemeyi, beraber dans etmeyi… Bir gülüşün için sahip olduğum her şeyi feda edebilirim demeyi…





Yaramazlık yaptığında sabretmeyi öğrendim.bu çok zor olsada.... Arka odaya geçip, sinirim geçince yanına gelerek sana gülümseyebilmeyi…



Uyuman için gözünün içene bakıp,saatlerce günlerce yılca:) on dört ay saç kurutma makinasının sesiyle uyumanın ne demek olduğunu, fazla uyuduğunda ise kokunu özledim… Özlemeyi öğrendim… Sen yerde oyuncaklarınla oynarken bile, kucağımda olmanı özlemeyi…



Mutluluğu öğrendim.. Delicesine mutlu olmayı… Her akşam kafamı yastığa koyup şükretmeyi…



Huzuru öğrendim… Sen yatağında uyurken, odamıza yayılan bebek kokusundaki huzuru…



Eşimi yalnızca aşık olduğum adam olarak değil, senin baban olarak sevmeyi öğrendim.. Beni anne yaptığı için daha çok daha çok sevmeyi öğrendim…

Acele etmeyi öğrendim… Yemek yaparken, duş alırken, tuvaletteyken… Hayatı acele yaşamayı ve geri kalan tüm zamanımı sana verebilmeyi öğrendim…



Gözyaşının içimi nasıl da acıtabildiğini… Ağlamaman için her türlü şaklabanlığı yapabileceğimi öğrendim…



Kıskanmayı öğrendim… Herkesten ve her şeyden kıskanmayı… Seni kimseyle paylaşamayacağımı… Babanın kucağındayken bile bana doğru yöneldiğinde yüzümde oluşan mutluluğu ve gururu sırf baban üzülmesin diye gizleyebilmeyi öğrendim…



Annemi anlamayı… Ona kızmamayı ve teşekkür edebilmeyi öğrendim…



Zamanın acımasızlığını öğrendim.. Şimdilerde tek bir bacağının bile içine sığmayacağı küçücük tulumlarının bir gün bana destan yazdırabilecek kadar anlamlı olduğunu… Zamanın nasıl geçtiğini… Senin ve ablanın nasıl büyüdüğünü ve geçen hiçbir anın geri gelmeyeceğini…



Hayat ne demekmiş yaşamak ne demekmiş sen gelince,siz gelince usulca sokulunca hayatıma öğrendim meleğim…benim küçük cadılarım,iyiki varsınız..

   BÜLENÇ ORTAÇGİLİN sevdiğim dizeleri Asya Berru ve Sena Irmak  için gelsin..

Canım kızım


Güzel kızım

Adı denizden gelen kızım

Büyükler dünyasına hoş geldin

Ne kadar içtendin biliyor musun

Değişeceksin

Öğreteceğiz sana okumayı yazmayı

İyi olmayı

Ancak karşılaştırmak yok

Yazılanla söyleneni

Çünkü hemen fark edeceksin

Canım kızım

Güzel kızım

Adı denizden gelen kızım

Koza gibi gizlenmeyi gösteririz insana

Üç, beş demeyi yeter inan

Hele bir seviver insanı

Yetmeyecek kütüphaneler filan anlatacaklarını

Göreceksin

Canım kızım

Güzel kızım

Adı denizden gelen kızım

Diyeceğiz sana insan hakları

O gün sakın açma gazeteleri

Diyeceğiz sana kardeşlikten barıştan

Dakikada binler ölüyor açlıktan

Demeyeceğiz tabi

En özgür gelişmiş ülkeler

En sıkı silah kaçakçıları

Onu artık sen bulacaksın

Canım kızım

Güzel kızım

Adı denizden gelen kızım

Daha güzel dünya vermek isterdim sana

Ancak bende bulmadım

Beş, on şarkı yazdım sadece

Hayata yeni şarkılar lazım

Sende öyle yap

Yaşayacaksın

Canım kızım

Güzel kızım

Adı denizden gelen kızım
       veee bursa da kutlanan doğumgünümüzün güzel fotoğraflarında bir kaç kare...

16 Eylül 2011 Cuma

kısa kısa..

sonunda kavuştuk..geç kaldım.sadece sana değil..burdayım çok birikmiş yazmayalı,kızımın doğumgünü,düğünler,tatiller,bayram,seyran...çok şey..o yüzden herşeyi kısa kısa anlatıp geçeceğim.ama şimdi değil,şaka da değil.ben işte...